türkiye’de kumar yargı yetkisi belgesi formu örneği pdf


१४ चैत्र २०८०, बुधबार

Ersan Şen Hukuk ve Danışmanlık

İlçelerde verilen bu beyannamelerden bir adedi alıkonularak, diğerleri il dernekler müdürlüklerine gönderilir. Lokal olarak açılan yerin yerleşim yerinin değiştirilmesi halinde yukarıda sayılan işlemler tekrar edilir. İl merkezlerinde açılacak lokaller için valiliğe, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler dahil olmak üzere diğer ilçelerde açılacak lokaller için kaymakamlığa başvurulur. D) İzne tabi kelimelerin kullanılması için genel kurulun aldığı karar örneği. Form şeklinde bastırılan alındı belgeleri, elektronik sistemler aracılığıyla doldurulduktan sonra aslı ödemede bulunana verilir; sureti dosyasında muhafaza edilir. Alındı belgelerinden kaybolan veya çalınanlar bir tutanak ile tespit edilir ve en kısa sürede dernekler birimlerine bildirilir. Gerekli işlemlerin yapılması için durum, dernekler birimleri tarafından Cumhuriyet başsavcılıklarına intikal ettirilir. Tamamı kullanılmadığı halde herhangi bir nedenle iade edilen alındı belgelerinin kullanılmayan yaprakları tespit edilerek sayman ve iade eden kişi tarafından tutanak altına alınır. Bu şekilde iade edilen alındı belgesi ciltleri, gelir tahsil edecek başka bir kişiye verilebilir veya yaprakları üzerine büyük harflerle ve görünebilecek şekilde iptal yazılarak bir daha kullanılmaz. Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 aralık), Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.

Hukuka aykırı yol ve yöntemlerle elde edilen delillerin şüpheli ve sanık aleyhine kullanılamayacağı hususunda, Anayasa m.38/6, CMK m.206/2-a ve m.217/2 gereğince tereddüt olmadığı tartışmasızdır. Nitekim arama tedbiri; Anayasa m.13, m.20/2 ve m.21’de gösterilen çerçevede, hakimin veya kanunla yetkili kılınan makamın yazılı emri ile ilgili kanunda gösterilen şekil ve şartlarda tatbik edilmek zorundadır. Aksi halde yapılan arama, buna bağlı muhafaza altına alma veya elkoyma ile bu yolla elde edilen deliller hukuka aykırı olup, yargılamada şüpheli ve sanık aleyhine kullanılamaz. İddia ve savunmada kullanılan kişisel verilerin, “iddia ve savunma dokunulmazlığı” kapsamında nasıl değerlendirileceği günümüzde tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Savunmada kullanılan kişisel veri niteliğindeki bilgi ve belgelerin “savunma dokunulmazlığı” kapsamında değerlendirileceği, diğer bir ifadeyle, bireyin kişisel verisinin korunmasını isteme hakkı ile savunma hakkının çatıştığı tartışmaların odağını oluşturmaktadır. Kanaatimizce; hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilen kişisel verilerin, savunmada herhangi bir yaptırıma tabi tutulmaksızın, özgürce kullanılabilmesi savunma dokunulmazlığının gereğidir. Fıkrasında yer alan olası kastla insan öldürme suçu ile aynı Kanunun 29.

  • Anayasa m.78; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilme yetkisini, sadece savaş haline bağlı tutmuştur ki, böyle bir durumda seçimin geri bırakılması için savaş halinin yanısıra, bu savaşın seçimlerin yapılmasını imkansız hale getirmesi gerekir.
  • İlgili bakanlıkların ve Hazine ve Maliye Bakanlığının da görüşü alındıktan sonra, Bakanlığın teklifi ve Cumhurbaşkanı kararı ile dernek, kamu yararına çalışan derneklerden sayılır.
  • Bu bildirimler Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) üzerinden Dışişleri Bakanlığı ile paylaşılır.
  • “Batılı Güçler” adı ile bilinen emperyalist anlayışa dayalı ülkelerin menfaatleri hep korunmakta ve vatandaşları da hep kazanmakta, ancak İslam dinine inanan insanların çoğunlukta olduğu topraklara sistematik şekilde Müslüman kanı akmaya devam etmektedir.

İzin için başvuracak dernekler, aşağıda belirtilen belgelerle birlikte başvurularını mülki idare amirliğine yaparlar. C) Kamu yararına çalışan derneklerden sayılması için yönetim kurulunun aldığı karar örneği. Bu belgeler; Ek-13, Ek-14 ve Ek-15’te gösterilen biçim ve ebatta, müteselsil seri ve sıra numarası taşıyan, kendinden karbonlu elli asıl ve elli koçan yaprağından meydana gelen ciltler veya elektronik sistemler ve yazı makineleri aracılığıyla yazdırılacak form veya sürekli form şeklinde, dernekler tarafından bastırılır. Form veya sürekli form şeklinde bastırılacak belgelerin, belirtilen nitelikte olması zorunludur. Ayni bağış alındı belgeleri (EK-15)’de belirtilen bilgileri içermek koşuluyla Bakanlıkça oluşturulan veya izin verilen yazılımlar kullanılarak elektronik ortamda da düzenlenebilir. Düzenlenen bu belgeler Genel Müdürlüğün elektronik sisteminde muhafaza edilir. İl dernekler müdürlüğü, tasdikini yaptığı defterleri elektronik ortamda tutulan, örneği Ek-12’de yer alan Tasdik Defterine kaydeder. Her yılın sonunda çıktısı alınan Tasdik Defterinin sayfaları sıra numarasıyla teselsül edildiğine bakılarak, bu sayfalar teker teker il dernekler müdürlüğünün mühürü ile mühürlenir ve son sayfasına kaç sayfadan ibaret olduğu ile onay tarihi belirtilerek, il dernekler müdürü tarafından imzalanır. Yabancı ülkelerde kurulmuş dernekler, Dışişleri Bakanlığının ve gerektiğinde ilgili diğer kurumların da görüşü alınmak suretiyle, Bakanlığın izniyle Türkiye’de faaliyette veya işbirliğinde bulunabilir, temsilcilik veya şube açabilir, dernek veya üst kuruluş kurabilir veya kurulmuş dernek veya üst kuruluşlara katılabilirler. Yabancı vakıflar, temsilcilik veya şube açma, üst kuruluş kurma, kurulan üst kuruluşlara katılma, kurulmuş vakıflarla işbirliği yapma ve Türkiye’de faaliyette bulunma ile ilgili başvurularını Bakanlığa (EK-6)’da belirtilen Yabancı Tüzel Kişilerin Türkiye’de Faaliyette Bulanabilmelerine İlişkin Başvuru Formu ve eklerini vererek yaparlar.

Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme” başlıklı altıncı bölümünde yer alan, gizli soruşturmacı görevlendirmesini düzenleyen, m.139’da tanımlanan ve görev alanı çizilen gizli soruşturmacının ne olduğunu, görevlendirilen kişi tarafından toplanan delillerin 28 Mart 2023 tarihinde, m.139’un 4. Fıkrasına eklenen ek cümle ile hangi sınırlar çerçevesinde bu görevi yerine getirebileceği ve elde ettiği delillerin hukuka aykırılığı ele alınmıştır. “Yasama dokunulmazlığı” başlıklı Anayasa m.83/2’de yer alan, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.” hükmüyle, yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında kalan haller belirtilmiştir.Bu yazımızda; Anayasa m.83/2’de bulunan, yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında kalan durumlarla ilgili tartışılması gerektiğini düşündüğümüz hususlara değinilecektir. E) Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yerleşik medya hizmet sağlayıcılarının yayın hizmetlerini, bu Kanun hükümlerine ve Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası andlaşmalara uygunluğu açısından izlemek ve denetlemek. D) Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmeti sağlayıcı kuruluşlardan alınacak yayın lisans ücretleri, karasal ortamdan sunulacak yayın hizmetleri için yıllık televizyon kanal, multipleks kapacasinomhub giriş ve radyo frekansı kullanım ücretleri ile platform, multipleks, altyapı işletmecileri ve verici tesis ve işletim şirketinden alınacak yayın iletim yetkilendirme ücretini belirlemek.

Kanun koyucu, bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında iki ayrı düzenlemeye yer vermiştir. Yazımızda, öncelikli olarak ilgili maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan farklı düzenlemelere ilişkin özet niteliğinde açıklamalara yer verilecektir. Sonuç kısmında, zaman aralıklarıyla (aralıklı olarak) TCK m.43/2’nin birden fazla defa ihlal edilmesi durumunda cezanın tatbiki bakımından ne şekilde uygulama yapılması gerektiğine ilişkin görüşümüz ortaya koyulacaktır. Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.157’de düzenlenen dolandırıcılık suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali olan “dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi” suçu (TCK m.159) açıklanarak, doktrinde yer alan tartışmalı hususlar ile yargı kararları değerlendirilecektir. Kentsel dönüşüm ve depreme karşı güvenli binalar inşa etme saikleri ile hareket edildiği söylense dahi, gerek varılan sonucun bu amaca hizmet etmeyeceği ihtimali ve gerekse mülkiyet ile onun ayrılmaz bir parçası olan miras haklarının özüne müdahale içeren imkanlara sahip Kentsel Dönüşüm Kanunu muhakkak gözden geçirilmelidir. Ceza Dairesi’nin güncel bir kararında, yerel mahkemenin beraat eden sanığın ödediği vekalet ücretinin katılana yükletilmesi şeklindeki kararını onamasının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargılama Giderleri ve Çeşitli Hükümler” başlıklı yedinci kitabının “Yargılama Giderleri” başlıklı birinci kısmında yer alan düzenlemelere uygun olup olmadığıdır.Yazımızda; Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kararı ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili düzenlemeleri açıklanarak, bu kararın hukuka uygun olup olmadığı incelenip sonuca varılmaya çalışılacaktır. Günümüz teknolojisinin gelişmesi ile birlikte, kişilerin özel hayatlarının ve haberleşme hürriyeti kapsamında haberleşmelerinin gizliliğinin korunması ihtiyacı oluşmuştur.

(4) Hukuk, yayıncılık, yönetim ve finans ile iletişim teknolojileri alanlarında ihtiyaca göre sayıları beşi geçmemek üzere başkanlık müşaviri görevlendirilebilir. (2) Kamu görevlileri, Üst Kurul üyeliğinde bulundukları görev süresince kurumlarından ücretsiz izinli sayılır ve bu görevde geçirdikleri süreler mesleklerinde geçmiş gibi değerlendirilerek mümtazen terfi etmiş sayılırlar. (1) Seçimlerle ilgili olarak seçim dönemlerinde yapılan yayınlara ilişkin usul ve esaslar Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir. (9) Frekans planlarının uygulanmasına, karasal sayısal yayına geçiş ve sıralama ihalesine ilişkin usul ve esaslar Üst Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. (3) Programlar, ticarî iletişimi yasaklanmış olan mal ve hizmetlerin üretimi veya satışıyla iştigal eden gerçek ve tüzel kişilerce desteklenemez.

Maddelerinde belirtildiği, 5237 sayılı Kanunun “Özel kanunlarla ilişki” başlıklı 5. Maddesi atfı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. Maddenin yalnızca Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri ile sınırlı uygulanabileceği, ancak bu maddenin 5252 sayılı Kanunu ve 213 sayılı Kanunu kapsamadığı, bu nedenle 7394 sayılı Kanunun 4. Maddesiyle VUK m.359’da yapılan değişikliklerin şüpheli, sanık ve hükümlü lehine uygulanabilmesi için yine 7394 sayılı Kanunun 6. Maddesiyle 213 sayılı Kanuna eklenen geçici m.34’ün gözönünde bulundurulması ve bu hükme göre uyarlama dosyaları ile davalarının görülüp karara bağlanması gerektiği tartışmasızdır. Hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına kapalı kurumda geçirmeleri gereken sürenin 1/10’una kadar daha erken ayrılabilmesine imkan sağlayan düzenleme; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14/6 dayanak alınarak çıkarılan, Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik m.32/9’da yer almaktadır. Bu Yönetmelik hükmü; fiilen kapalı ceza infaz kurumunda bulunan, gelişim puanı 80 puanın üzerinde olan ve erken iyileşme gösterdiği kanaatine varılan iyi halli hükümlüler hakkında uygulanabilmektedir. Hükümlünün gelişim puanının 80’in üzerinde olması ve belirtilen diğer şartları taşıması halinde, mutlaka kapalı kurumda yasal olarak geçirilmesi gereken sürenin 1/10’u kadar erken ayrılma kararı verilmesi zorunluluk teşkil etmemektedir. İdare ve gözlem kurulu, hükümlünün açık kuruma erken ayrılabileceği süreyi daha az olacak şekilde de belirleyebilir. Elbette idare ve gözlem kurullarının, bu yönde verdiği kararların somut gerekçe içermesi gereklidir.

प्रतिक्रिया
  • प्रधान सम्पादक
  • राजेश राई
  • कार्यकारी सम्पादक
  • राजु शिवा
  • सूचना विभाग दर्ता नं.
  • १८०२/२०७६-७७